PROFESÖRÜN ODASI

 Bir profesörün odasına girdim. Dikdörtgen bir odaydı. Tavanı normal evlere kıyasla epey yüksekti. Camlar her taraftan ışığı kullanabilmek için konumlandırılmıştı. Etraf ne dağınık ne de topluydu. Ama aradığını şıp diye buluyor gibi görünüyordu. Siyaha çalan mor boyalı duvarları vardı odanın. Ve adını bilmediğim bir sürü alet vardı etrafa saçılmış halde duran.

Odanın en uzak köşesinde büyük bir kitaplık vardı. Nedense her türden kitap vardı. Farklı türler okumayı sevdiği belliydi. Kitaplığın yanına tek kişilik bir koltuk kondurmuştu. Bir tane abajur da başucundaki sehpadaydı. Okumaya devam ettiği kitabın kaldığı sayfasında yıldızlı bir ayraç bulunuyordu. Yıldızları seyretmeyi sevdiğinden olmalıydı.


 Bir diğer köşede büyük ve hayli geniş bir masa bulunuyordu. Üzerinde yaptığı projelerin taslakları vardı.şöyle bir baktığımda hepsi karmaşık çizimlerden oluşuyordu. Bunlar için uğraştığı belliydi. Cetveller, kalemler, silgiler ve buruşturulmuş kağıtlar masanın üzerinde cirit atıyordu. Güneşe bakan camda büyük bir teleskop vardı. Hani yıldızları seyretmeyi seviyor demiştim ya, aynı zamanda yakından bakarak araştırmanın da hayranı.

Tavandaki avizeler dikkat çekiyordu. Güneş sisteminin sırasına göre sıralanmış gezegen avizeler görüyordum. Ve bu profesörün uzaya olan merakını anladım.

#profesor

                                          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GEÇİŞ 1.BÖLÜM

FİLİZLERİNİ KIRANLAR